yağmur bile ritmini bozuyor o eski istiklal kalabalığı yok artık vapurlar tıklım tıklım yalnız galatanın ışıkları da yetmiyor geceye şimdi daha bir sessiz istanbul geldiğim şehirden farkı yok gibi tükenmemek elde değil bu şehirde.
bazen bi kuyuya bakarsın kardeş.. 'ne var ki girdiğim gibi çıkarım' dersin.. lakin hesabın tutmaz.. sen o kuyunun dipsiz olduğunu nereden bilebilirsin.?
sonunda çıksanda girdiğin gibi, şeklini almışsındır bi kere o kuyunun...
krizantem kokusu dolanıyor boğazım kuruduğunda bir yudum su oluyor nefesin içime çektikçe açılıyor dokundukça acıtıyor, ellerin her zaman ki gibi... ve duracağın zamanı bilirim yakıp yıkacağın zamanı ben ayrılık diyorum işte böyle zamanlara rüzgar tersten esmeye başladımı soğuktan yuvasına giren kırlangıç gibi ben işte ayrılık diyorum böyle zamanlara
yeşilin bir değeri kalmıyor ne turuncunun ne sarının ve mavi' nin.
yeni bir rüzgar umuduyla açtım yelkenimi oysa yeni bir deniz umut etmekmiş eksik olan