rss
twitter

26 Mayıs 2009 Salı

Kalabalık var yine damarlarımda...



öyle kabalığa hasretim ki şimdi..
beşi bir yerde parmaklarımın uçları... eşim dediğim pencere önü papatyalar.. kardeşim desen dünyanın bir ucunda... sesim bildiğim kıblesini şaşıran akşamlarda aşktır.
ve,
Sesini kıble saydığım,
aşk; her yeni bir adımda ayağıma takılan değil miydi taş?

Onların yaraları varsa, bizim de saramadığımız ayrılıklarımız var bileklerimizde...
Ustura geçiremediğimiz sözlerimize, göz bilediğimiz közlerimiz var içimizde...

21 Mayıs 2009 Perşembe

Önce Ayrılık Sonra Aşk...


Ben yeşile düşen bir bakışın kallavi rengi
sense maviye dönüşen şarkıların sesi
aramızda sadece iki kırık masa ve bekliyor bizi
bir şarap , bir ayrılık, bir de yalnızlığın ezgisi..

yollar, yolcunun avucuna düşer
klip tadında yürürken sen
demirden soğuk sokaklarında
şehrimin,
sesimin uğultusunda üşür yalnızlık.

yokluğunun tek bıraktığıdır artık sesin
bense 45lik şarkıların son notası
sen ciğerlerime çekilen sigaranın hali
ayakucumuzda bekliyor simdi bizi
bir resim , bir çocuk , bir de yetmiş iki ayın hatırası