öyle kabalığa hasretim ki şimdi.. beşi bir yerde parmaklarımın uçları... eşim dediğim pencere önü papatyalar.. kardeşim desen dünyanın bir ucunda... sesim bildiğim kıblesini şaşıran akşamlarda aşktır.
ve,
Sesini kıble saydığım,aşk; her yeni bir adımda ayağıma takılan değil miydi taş?
Onların yaraları varsa, bizim de saramadığımız ayrılıklarımız var bileklerimizde...
Ustura geçiremediğimiz sözlerimize, göz bilediğimiz közlerimiz var içimizde...